DENİZİN RUHU
Sabahın yedisi
olmuştu daha.Birden alarm çaldı üstelik daha okulların açılmasına bir hafta
vardı tatilimin tadını çıkartmak istiyordum.Oflaya puflaya annemin yanına
gittim ve:
Annee saat 7 oldu hadi kalk trene geç kalacağız,dedim.Yatağından
kalktı gözlerini ovuşturarak’’tamam’’ dedi.Gidip elini yüzünü yıkadı kısacık
kızıl rengi saçlarını taradı.Odasına girip kıyafetlerini değiştirdi ve büyük bir
hızla:
‘’Yedi buçuk oldu sayılır çabuk ol Yuuki geç kalacağız’’,dedi.Hızlıca
ayakkabılarımı giymeye başladım annem hazırlanmıştı bile.Bavulları alarak
hızlıca binadan dışarı çıktık ben arkadan ona yetişme çalışıyordum.Haftalar
öncesindeki o sönük bakışları gitmişti artık gözleri parıldıyordu’’kurtuluyoruz
sonunda şu yerden’’ dermişçesine.Koşarak yanına yaklaştım.Durağa
gelmiştik.Yaklaşık 10 dakika olmuştu fakat otobüs gelmemişti anneme:
-Anne daha ne kadar bekleyeceğiz?,dedim.Gülümsedi ve
‘’biraz’’dedi.Yaklaşık 2 dakika sonra otobüs gelmişti sonunda.Sabahın körü
olduğu için fazla kişi yoktu rahatça oturabildik.Tam gözlerimi kapatmış hayaller
dünyasına dalacaktım ki annem:
-Hadi geldik,dedi.Birden gözlerimi açtım ve çantamı alıp
doğrulu verdim hızlıca otobüsten indik.Yeniden sıkıcı bir bekleyiş almıştı
hayal dünyamın yerini etrafı siyah beyaz görüyordum sanki burnuma güzel çıtır
ekmeklerin kokusu geldi anneme döndüm ve :
-Anne ben çok acıktım dedim.Oda bana
-Ekmeğin kokusu bana da geldi,yarım ekmek al bakalım gerçek
yemeğimizi orda güzelce yeriz dedi, ve gülümsedi.Bende gülümsedim ve elindeki
parayı kaptığım gibi mis kokulu ekmeklerden bir tane almaya gittim.Tam neşeli
neşeli annemin yanına giderken oradan bana bağırdı ‘’çabuk ol tren
geldi’’diye.Koşarak yanına gittim önce beni bindirdi daha sonra bavullarla
birlikte kendisi geldi.Elindeki bileti karşımda hayattan usanmış gözleriyle
bana bakan çalışana verdi oda :
- 17 ve 18. koltuklar 2. vagona geçin lütfen,dedi.Annemin
verdiği bahşişi gördüğü zaman gözlerindeki ışıltı geri gelmişti adeta.Annemle
yerlerimize oturduk elimdeki ekmeği yemeye çalışıyordum bir yandan.Bir
parçasını anneme bir paçasını da arkamda oturan açlıktan guruldayan karın
sesini ta benim kulağıma gelen çocuğa uzattım gülümsedi bana ve’’ çok teşekkür
ederim’’,dedi.Bir dakikada silip süpürmüştü ekmeği sonra annesinin kucağına
oturup mutlu bir şekilde uykuya daldı.Tatilde olup da sabahın köründe kalkmış
olmamın verdiği sinir ve üzüntü geçmişti o insanların gülümseyen ve parıldayan
gözlerine baktıkça.Ekmeğin o yumuşacık tadının da etkisi vardı
elbette.Gözlerimi kapadım bir dahaki açtığımda gelmiştik nerdeyse annem:
-Ne kadar çok uyudun kızım, diyerek bana gülümsedi.Bende
ona:
-İyi de ben gözlerimi kapatıp açtım sadece bir saniyelik bir
şeydi,dedim.Gülmüştü hiç olmadığı kadar mutlu görmüştüm o zaman onu.Küçük
adımlarla indim trenden karşımda aynı adımlarım gibi küçücük bir kasaba
duruyordu biraz hayal kırıklığına uğramıştım doğrusu.Ama burnuma gelen denizin
o güzel kokusunu içime çekince ve denizin masmavi pırıl pırıl sularını gerince
suratımda kocaman bir gülümseme belirmişti.Anneme:
-Anne burası harika bir yer ,dedim.Oda bana ‘’çok haklısın
bir tanem’’ dedi.Sonra biraz yol yürüdük oldukça uzun ve etrafında neşeli
insanlarla dolu bir yokuştan çıktık.Karşımıza Oldukça sevimli iki tane ev çıktı.Ahşaptı
ikisi de birinin ışıkları yanıkken öbürünün sönüktü annem:
-Işıkları kapalı olan işte orası yeni evimiz,dedi.Öylece
kalakaldım.’’Anne sen ciddi misin ‘’dedim.’’Evet’’ dedi.Bavulunu aldı ve kapıya
doğru yöneldi anahtarı soktu ‘’Tık’’ kapı açıldı..O kadar harika bir yerdi ki
duvarları açık kahve idi,sıcacık bir şöminesi vardı,yerde bembeyaz bir halı
koltuklar halının beyazlığında,birkaç tablo ve bir de televizyon vardı.2 oda
bir banyo ve birde mutfağı vardı tabi birde bodrumu.Anneme heyecanla’’Benim odam
nerde anne?’’ diye sordum.Parmağı ile yukarıyı işaret etti ilk başta anlam
veremedim bu işe ev dışardan alt kısmından daha küçük bir şekilde ikinci bir
katı varmış gibi duruyordu annemde yukarıyı gösterince ama ben evin içinde
merdiven göremeyince şaşırmıştım haliyle.Şaşkın şaşkın annemin suratına
baktım.Duvarın içinde küçük bir oyuk vardı annem onun içinden bir halat çıkardı
halat tavana bağlı şekildeydi halatı çekti vee odanın merdiveni birden tavandan
aşağı sarktı.Ben bir mutluluk çığlığı atarak yerimde zıpladım sonrada annemin
boynuna atladım’’Anne seni çok çok çok seviyorum burası süper’’dedim.Oda
‘’aynen öyle’’ dedi.İkimizde güldük.Hemen odama çıktım çok güzel bir yatak
vardı yanında da dolap vardı.İki tane küçük koltuk ve kocaman bir kütüphane çok
güzeldi bir sürü kitap vardı hepsini okumak için can atıyordum.Annem burayı tam
istediğim gibi döşetmişti.Çatı katı olduğu için dışarıyı çok rahat görebiliyordum.Elime
bir kitap aldım ve yatağa uzandım ve kafamı yukarıya çevirdiğimde.GÖKYÜZÜ KARŞIMDAYI!Tavan
çok kalın bir camdan yapılmıştı istediğim zaman perdesi vardı onu çekip
manzarayı kapatabiliyordum fakat hangi insan bu harika manzarayı kapatmak
isterdi ki büyülenmiştim adeta.Tüm evren sanki tepemdeydi ben ona bakıyordum o
bana …O heyecan ile elimdeki kitabı yere düşürmüşüm yaklaşık on dakika oraya
bakıvermişim annem aşağıdan seslendi ’’İyi misin canım sesin soluğun çıkmıyor’’
dedi gülerek.Yerimden kalktım başımı merdivenin yan tarafından çıkardım ve
‘’Dünya’nın en süper annesisin sen’’ dedim o kadar mutluydum ki yerimde
zıplıyordum.Annem ‘’az sonra aşağı gel’’ yemek hazırladım dedi.Başımı
sallayarak ‘’tamam’’ sinyali verdim ona.Hava kararmıştı ben yemeğimi yemiş
odamda kitap okurken.Saate baktım ve büyük bir hızla annemin yanına
koştum’’annee film başlamış’’ şeklinde.O da saatine baktı ve ‘’eveet bu heyecan
da onu unuttuk’’ dedi.Büyük bir hızla televizyonu açtı koşaraka aşağı indim ve
şöminenin karşısındaki sıcacık koltuğa annemin yanına yumuluverdim.Henüz filmin
başlangıç’ıydı .Konusu basit olduğu için fazla bir şeyde kaçırmamıştık büyük
bir mutlulukla birer ‘’ohh’’ çektik ikimizde.Bu filmi uzun zamandır
bekliyorduk.İkimizde o koltukta uyuyakalmışız.Sabah olduğunda hemen kalkıp
kahvaltı hazırladım annemin çok sevdiği ve benimde çok iyi yaptığım ‘’puncake’’den
yaptım.Dolaptan balı aldım ve üstüne döktüm.Annemin yanına geldim yemeğin
kokusunu alınca birden gözlerini açtı ve ‘’benim tontoş kızım bana yemekte mi
yaparmış’’ dedi.İkimizde bir kahkaha attık.Öğlene kadar odamda kitap okudum
annemde mutfağı toplamış.Yanıma geldi ve ‘’okulun için kayıt yapmaya gitmeliyiz
beş gün falan kaldı’’dedi.Bende’’haklısın dedim’’.Aşağı indik birlikte ceketimi
bulamıyordum.Anneme sordum oda bana
‘’attım onu bugün yenisini alacağız’’dedi.Gülümsedim ve ‘’tamam’’ dedim.Üstüme
iki tane hırka giydim.İlk iş ceketimi almaya gittik.Yeşil bir ceketti çok
güzeldi.Gözlerimle aynı renkteydi.Saçlarımın turuncusunu iyice öne
çıkarmıştı.Sonra da okulun yolunu tuttuk.Müdür hanım odasındaydı bir bey ve bir
öğrenci vardı yanında aynı yaştaydık sanırım oldukça yakışıklıydı.Saçlarımı
düzelttim ve ceketimi üstümden çıkarmamaya karar verdim.Müdür hanım beni okula
aldı.Çok mutluydum.Kayıt işlemleri yapıldıktan sonra eve geldik.Annem yemeği
hazırladı.Yemeğimi yedikten sonra hemen yattım.Günler böyle birbirini
kovaladı.Sonunda okulun açılmadan önceki son akşamına gelmiştik.Çok
heyecanlıydım.Yatmadan önce saçlarımı düzleştirdim.Montumu ve yeni okul
üniformamı koltuğun üstüne koydum.Gece uzun bir süre uyku tutmadı fakat
sonrasında mışıl mışıl uyumuşum.Alarmın ötmesiyle gözlerim açıldı hemen alarmı
kapattım.Yataktan kalktım banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkadım.Yüzüme krem
sürdüm (malum yeni bir okulda ilk günümdü güzel gözükmem gerekiyordu).Saçlarımı
taradım.Odama çıkıp yeni üniformamı giydim.Beyaz bir gömlek küçük kırmızı ceketi ile kahverengi eteği yine beyaz çorabı ve kırmızı
papyonu ile çok şirin görünüyordum. Montumu elime alıp aşağı indim.Masanın
üzerindeki sütü ve gevreği karıştırdım.Hızlıca yedim.Tuvalete gidip dişlerimi
fırçaladım.Bir kaç fıs parfüm sıktıktan sonra.Ceketimi giydim.Ayakkabılarımı ayağıma
geçirdim ve anneme ‘’anne ben çıkıyorum’’ diye seslendim.Saatime baktım
nerdeyse geç kalacaktım.Bisikletime atladım ve yola koyuldum geç kalmadan
varmıştım.Bisikletimi kilitledim ve yukarı çıktım.Bu lisedeki ilk yılımdı
sınıfımdaki herkesin yeni olduğunu bilmek iyi motivasyon veriyordu böylece
kimse birbirini ezemeyecekti.Sınıfa çıktım hoca derse girmişti.Herkesin ilk
günü olduğu için rasgele yerlere geçmişlerdi.Fakat her yer doluydu birkaç kişinin
yanı boştu.Hoca beni bir kızın yanına oturttu oldukça şirin biriydi.Yoklama
almaya başlamıştı:
-Ayame ‘’buradaa’’
-İchigo ‘’buradayım’’
-Mia ‘’burada’’
-Yuuki... Yukki Tanato ‘’bu-burada’’.O sırada dalmıştım
müdürün odasındaki o çocuğu düşünüyordum.Tenefüs zili çaldı.Sıra arkadaşımın
abisi bu okulda okumuş önceden o nedenle buraya bazen gelip gidermiş.Bana okulu
tanıtmaya başladı.Tam karşı sınıfın kapısının yanından geçiyordum ki aniden
kapı çarptı o sırada da arkamdan bir erkek sürüsü geçiyordu.Birden aralarında kaldım.Ayak bileğimi
burkmuştum.Bağırmaya başladım üstümden geçiyorlardı resmen!Gözlerimi yumup
kaderime razı olacaktım ki kapıyı açan kişi aniden kenara çekmek maksadıyla beni kucağına
aldı.Ağlamaktan gözlerim buğulanmıştı.Gözlerimi açtığımda karşımda sıra
arkadaşım Tima ve müdür odasındaki çocuk duruyordu.Çocuk bana :
-İyi misiniz?Çok çok özür dilerim.Ayağınız acıyor mu ? gibi
şeyler söyledi.Gözlerimi ovuşturdum.Ve:
-Acıyor tabi üstünden öküz sürüsü geçti resmen!Omzumu da
kapıya çarptım.Diye sızlanmaya başladım.Özür dilemeye başladı benden.Ayağa
kalkmaya çalıştım fakat başaramadım çok acıyordu ayağım.Aşağı inip buz
istemesini rica ettim oda bana :
-Yanında yaralı kişiyi getirmesek buz vermiyorlar fakat
sizde yürüyemiyorsunuz.Ehm şey isminiz neydi? Dedi.Bende adım Yuuki Yuuki
Tanato dedim.’’Pekala Yuuki üç diyince
bir iki üç !.Dedi ve beni yeniden kucağına aldı.Suratım
kızarmıştı.’’Na-napıyorsun!?İndir beni hemen.’’Seni aşağı indireceğim buz koymasak
şişer .Bu arada ismim Hideyoshi tanıştığıma memnun oldum‘’ dedi gülerek.Bende
başımı öne eğerek beni aşağı indirmesine izin verdim.Hemen hademenin yanına
gittik bana buz verdi yukarıda beni Hideyoshi taşımıştı.Ona teşekkür ettim.Beni
sınıfın kapısına kadar kucağında tuttu sınıftakilerde bunu görünce ‘’oooo’’şeklinde
bağırdılar.Çok fena kızardığımı hissettim.Hideyoshi beni sırama bıraktı ve
‘’sonra görüşmek üzere’’diyerek uzaklaştı bende arkasından.’’Sa-saol’’
dedim.Utanmıştım fakat nedense mutluydum.Tima bana gülüyordu nasıl kızardığımı
ve ağladığımı anlattı bana ikimizde birer kahkaha attık sonrasında bana’’Çok
şanslısın o çocuk yani Hideyoshi okulun en popülerlerindendir ayrıca çok
tatlı’’dedi kıkırdayarak bende ona güldüm.Sonrasında öğretmen geldi
zaten.Günümü öyle geçirmek zorunda kaldım çünkü ayağımı oynatamıyordum.Tima
beni okulun kapısına kadar getirdi fakat o öbür yoldan gitmek zorundaydı.Tek
başıma gidecektim ayağım acıdığı için bisiklete de
binemezdim.Topallıyordum.Birden arkamdan birinin bana bağırdığını duydum
‘’Yuuki hey Yuuki’’ şeklinde.Arkamı döndüğümde bisikleti ile Hideyoshi orada
duruyordu.Bana el salladı bende ona.Yanıma geldi ve ‘’Yeniden çok özür dilerim
telafi olarak zaten bisiklete de binemiyorsun seni evine bırakmamı ister misin?dedi.Aslında
hiç fena bir fikir değildi hava kararmaya başlamıştı ben eve varana kadar akşam
olurdu.Buraları da pek bilmiyordum.Ona:
-Doğrusu olur dedim.Oda ‘’tamam’’ dedi gülerek.Beni
bisikletini arkasına oturttu.Benim bisikletimi okulun içinde bir yere kilitledi.Bende ona evin yolunu tarif
etmeye başladım.Yolda gelirken çok konuştuk.Çok harika bir insandı.Ayrıca çok
da komikti.Gülerken yemyeşil gözleri parıldıyordu.Evin oraya geldiğimizde bana
yardımcı oldu merdivenleri çıkabilmem için.Evin zilini çaldı ve annem kapıyı
açtı herhalde yemek yapıyordu.Üstü başı un içindeydi.’’Hoş geldim Yuuki ve yakışıklı arkadaşı’’dedi gülerek.Bende
sızlanma biçiminde ‘’Annee’’dedim kısık bir sesle.Hideyoshi’de güldü.Bende
gülmenin en mantıklısı olacağını düşünerek kıkırdadım.Annem Hideyoshi’yi yemeğe
davet etti.O’da’’Çok teşekkür ederim fakat evim zaten hemen bitişiğinizdeki
ev.Asıl ben sizleri bir gün yemeğe davet ediyorum.Ne zaman
isterseniz’’dedi.Ağızım açık kalmıştı resmen.’’Sen yan tarafta mı
oturuyorsun’’dedim.Oda evet manasında başını salladı.Çok şaşırmıştım.Sonrasında
ona teşekkür ettim ve eve girdim.Annem hemen beni koltuğa oturttu ve daha
ayağıma ne olduğunu sormadan hemen pis pis gülerek ‘’Kim bu tatlı genç
bakalım’’dedi.Bende’’Amaan anne dur önce bi üstümü
değiştireyim’’dedim.Kalkacakken’’Bırakmamm seni anlatıcaksın’’dedi alaycı bi
şekilde.Bende oturup hızlıca anlattım.O da ‘’Hıı öyle olsun bakalım demek
sadece arkadaş oldunuz’’dedi.Bende ’’Tabi sadece arkadaşız anne daha bugün
tanıştık’’ dedim.O da ‘’Yani biraz vakit geçince daha mı kaynaşacaksınız’’
dedi.Bende’’Üff anne’’dedim.Sonrada odama çıktım.Ayağım çok daha iyi olmuştu.Kitaplarımı
düzenliyordum.Annem yemeğe çağırdı.Bende indim oldukça acıkmıştım.Yemeğimi
yedikten odama çıktım ve yattım.Çabucak uykuya dalmıştım.Sabah yine alarmımla
kalktım.Hızlıca üstümü değiştirdim.Evden çıktım bisikletim okulda kalmıştı ve
bunu unutmuştum.Geç kalıcaktım.Birden yan tarafın kapısının açıldığını
gördüm.Hideyoshi çıkıyordu evden bana el salladı bende ona.Çantasını aldı ve
merdivenden indi.Bisikletini aldı.Bende o sırada yürümeye başlamıştım geç
kalmamak için.Sonra bana seslendiğini duydum başımı çevirdim ve ona
baktım.’’Bisikletin okulda kalmıştı seni ben bırakırım diye düşünmüştüm gelmek
ister misin ?’’dedi.Başını kaşıyordu ve masum masum gülümsüyordu sanırım
‘’hayır’’ dememden korkuyordu.Bende ona ‘’Tabi neden olmasın ‘’ dedim.Mutlu
olmuş gibi gözüküyordu.Beni yine arka bölüme oturttu.Hızlıca pedalları
çevirmeye başladı.Yol boyunca bir şey konuşmadık . Okula oldukça yakınken bir
taşa takıldı bisiklet ve ikimizde yere düştük.Ben altta o üstümde bisiklette
onun üstüne düştü 3-4 saniye bana baktı.Sonra ayağı kalktı.Üstümüzü silkeledik:
H-Bir şeyin yok değil mi ?
Y-Hayır merak etme.İstemsizce gülümsedi ve yolun kalanını
yürüdük.Okulun girişindeyken kız-erkek karışık bi grup bize doğru yaklaştı
aralarından biri :
X-Hideyoshi nerelerdeydin bayadır yoksun ? Bir başkası:
X-Ooo yeni sevgili mi yaptın ? Ben o lafı duyunca hızlıca
okuldan içeri girdim arkadan sesleri geliyordu:
X-Utandı AHAHAH.Gülüyorlardı.Hideyoshi’nin sesinide duydum
bana sesleniyordu ama o tarafa bakmadım bile.Sınıfa çıkınca Tima:
T-Oha o Hideyoshi-san mıydı ?
Y-E-evet.
T-Acayip şanslısın.
Y-Yaa ne demezsin.İkimizde güldük birden sınıfa matematik
hocası Bay Smith geldi ve hayattan usandığını belli eden bi ses tonu ile :
S-Günaydın çocuklar.
Sınıf-Günaydın ! Herkes yerlerine geçti.Ders oldukça
sıkıcıydı tüm gün gibi.Bugün hiç Hideyoshi’yi görmemiştim.Çıkış saati gelince
onu gördüm ama yanında arkadaşları vardı bende gitmedim.Irmağın kıyısında biraz
oturdum en sevdiğim kitap olan ‘’Sefilleri’’ okudum.Havanın karamaya
başladığını fark etmemişim.Hızlı adımlarla eve yürüdüm.Annem beni görünce :
-Neredeydin kaç saattir ?!
Y-Kitap okuyodum !
-Sakin ol biraz.Şu senin yakışıklı seni sordu eve
gelmediğini öğrenince baya endişelenmiş duruyodu.
Y-Hi-Hideyoshi mi ?
-Hıhıı dedi ve sırıttı.
Y-Neyse onu önemsemiyorum dedim ve odama çıktım çantamı
bırakıp üstümü değiştirdim ve ödevlerimi yapmaya başladı.Kapının çaldığını
duydum.Annem açtı ve :
-Yuuki Hideyoshi-chan geldi ! Diye bağırdı.Hemen aşağı indim
annem:
-Ben sizi yalnız bırakayım konuşacaklarınız vardır dedi bana
göz kırptı ve gitti.
Y-Bir şey mi oldu ?
H-Yo sadece seni merak ettim geç gelmişsin eve.
Y-Neden ki ?
H-A-arkadaşımsın.Gülümsedim.Oda gülümsedi üstündeki
gerginlinin uçup gittiğini ben bile hissedebiliyordum.
H-Şey sana bir gün bize yemeğe gelirsin demiştim.O gün bugün
olsun mu ?
Y-Ah tabi çok isterim burada bekle annemden izin aliyim.Başı
ile onayladı.Annemin yanına gittim ve :
Y-Anne şey Hideyoshi’lere gidebilir miyim ?
-Neden napıcaksınız ?
Y-Of anne yemek yicez.
-Peki peki git hadi.Onu öptüm ve:
Y-Saol bir tanesin.Hemen kapıya gittim ve annemin izin
verdini söyledim oldukça mutlu gözüküyordu.Ayakkabılarımı giydim ve yan tarafa
geçtik.Evlerinde annesi ve küçük kız kardeşi vardı.Babası yokmuş benim
gibi..Annesi yemeğin kısa bir süre sonra hazır olacağını söyledi bizde onun
odasına çıktık.Odası küçüktü fakat çok hoş döşenmişti vetertemizdi.Konuşuyorduk
ki odaya küçük kardeşi girdi ve :
-Abi annem kız arkadaşını ve seni çağırıyo yemek
hazırmış.Yanaklarım kızarmıştı onunkilerde.
H-Lucy kaç kez söylicem o benim kız arkadaşım değil sadece
arkadaşım.Lucy güldü sonra ayağa kalktık ve aşağı kata salona indik.Masaya
oturduk yemekler oldukça lezzetliydi.Yemeğin sonunda Hideyoshi’nin annesine
teşekkür ettim ve yine onun odasına çıktık konuşmaya başladık:
H-Mesela nelerden hoşlanırsın ?
Y-Kedileri çok severim bir şeyler yazmayı ve yürüyüş yapmayı
.Ha bide çizimi.Sen ?
H-Müzik yaparım gitarla.Konuşmayı her zaman
sevmişimdir.Sanırım bu kadar.
Y-Peki kızlar ? Bana tuhaf tuhaf baktı ve sonra gülmeye
başladı:
H-Aram pek iyi değildir.Anlaşılmaz ve hoş canlılar.
Y-Bence gayette anlaşılırız.
H-Senin yerin ayrı sen süpersin.Her şey net.İkimizde güldük.
H-Ne yapmak istersin ?
Y-Soru mu ilk söylediğinden beri müziğini duymak için can
atıyorum bana birkaç şey çal.
H-Pekala dedi.Ve gitarını çıkardı çok hoş bir parça çaldı
kendisini yazdığını söyledi
Y-Çok yeteneklisin bence bir yarışmaya falan
katılmalısın.Güldü ve:
H-Hayır henüz o kadar iyi değilim.Birden telefonum çaldı
annem beni eve çağırıyordu.
Y-Kusura bakma kalkmam lazım annem çağırıyor.
H-Tabi hiç sorun değil.Aşağı indik annesi bana seslendi:
-Gidiyor musun tatlım ?
Y-Evet efendim her şey için teşekkür ederim yemek harikaydı.
-Önemli değil ben teşekkür ederim.
Y-Çok güzel vakit geçirdim Hideyoshi saol.
H-Önemli değil yine gelmeni çok isterim bende çok
eğlendim.Bu arada okula giderken senide almamı ister misin yarın ?
Y-Tabi tek gitmek kadar sıkıcı bir şey yok zaten.
H-Ah bilirim o duyguyu dedi.
Y-Neyse yarın görüşürüz dedim ve merdivenlerden indim.
H-Görüşürüüz.Ben içeri girince oda kapısını kapattı annem
hemen beni sorguya çekti olanları anlattım bana sarıldı ve güldü.’’ Seni
seviyorum ‘’ dedi annem bende ona ‘’Bende seni çok seviyorum anne ‘’ dedim.Ona
yorgun olduğumu söyledim ve odama çıktım.Kendimi direk yatağa bıraktım oldukça
yorulmuştum.Onu düşünmeden duramıyordum.Oldukça zorlanmış olsam da sonunda
uyumayı başarabildim.Onu düşünerek uyumanın da ayrı bir güzelliği olduğunu fark ettim.Sabah alarmı duymamışım
bu yüzden biraz geç kaldım.Hemen üstümü değiştirdim.Saçlarımı
taradım.Kremlerimi sürerken biri kapıyı çaldı.Hideyoshi’di.Gülmeye başladı:
H-Suratın ?Kremleri yaymayı unutmuştum hemen temizledim ve
çantamı aldım.Ayakkabılarımı giydim.Yürümeye başladık hava çok güzeldi.Ormandan
gelen tatlı rüzgar evlerdeki çanları öttürüyordu.Ağaçtan ağaca uçan çiçeklerde
eşlik ediyordu ona:
H-Ee nasılsın bakalım ?
Y-İyiyim sen ?
H-Fena değilim.
Y-Bir şey mi oldu ?
H-Yoo nedense canım biraz sıkkın.O bunu der demez:
Y-O zaman biraz eğlenelim dedim ve onu gıdıklamaya
başladım.Yere düşmüştü ama ben hala durmuyordum.Sonunda durdum gözleri
yaşarmıştı gülmekten.Birden o beni gıdıklamaya başladı.Kahkahalar havada
uçuşuyordu.Şimdi biz de rüzgara eşlik ediyorduk.Sonunda ayağı kalktık ve
yeniden yola koyulduk.
Y-Ahh evet şahsen ben yeterince eğlendim ama gerçek
eğlenceden kastım bu değildi.Birkaç gün sonra bir şenlik varmış.Annem söyledi
ben gidicem sende benimle gelmek ister misin ?
H-Aslına bakarsan oraya en son gittiğimi de babamı
kaybettim.Kısa bir sessizlik oldu :
Y-Ö-özür dilerim.Hideyoshi gülümseyerek bana baktı ve :
H-Sorun değil dedi.Okula girdik ve ikimizde sınıflarımıza
doğru çıkmaya başladık sınıfa girmeden önce :
Y-Şey benimle gelicek misin ? Şenliğe.
H-Evet çok isterim dedi ve gülerek sınıfına girdi.Bende
gülümseyerek sınıfa girdim.Olanları Tima’ya anlattım:
T-OHAAAA !
Y-Abartma morali bozuk diye yardımcı olmak istedim.
T-Biliyor musun ?Hideyoshi’nin babası 8 sene önce o şenlikte
ölmüş.O günden beri o şenliğe hiç gitmemiş.Ama senin teklifini kabul etti !
Y-Ciddi misin ?
T-Evet.
Y-Vaav.Eminim üzgün olmalı.
T-Seninle şenliğe gidince düzelir emin ol.İkimizde güldük:
T-Peki ne giyeceksin ?
Y-Tabi ki kimono.
T-Hoş gözük onu daha da mutlu etmiş olursun.İkimizde güldük.İlk
iki ders hayatımın en sıkıcı dakikalarında birinci sırada olmak için futbol
konuşmaları dinlemek ile yarışıyordu.Üçüncü ders son dersti bugün yarım gün
demişlerdi okul için.Öğretmenler arasında bir toplantı yapılacakmış
sanırım.Üçüncü ders en azından güzeldi.İki nedenden dolayı kitap okuyordum
aslında bundan büyük bir mutluluk olamazdı zaten.Ama sonraa.Sınıfa Hideyoshi
geldi.Nöbetçi olmuştu bugün.Farkında değildim geldiğinin sonra sınıftaki
aptallar:
-Pişt Yuuki seninki geldi.Sonra hepsi gülmeye başladı resmen
anırarak.Birden başımı kaldırdım Hideyoshi bana el sallıyordu.Şaşkın bir ifade
ile bende el salladım bunu beklemiyordum Hideyoshi’de güldü.Hocanın kağıdı
imzalaması bitince:
H-İyi dersler dedi ve sınıftan çıktı.Ders bitince kitabımı
çantama koydum Tima’ya iyi günler diledim ve sınıftan çıktım.Aşağı indiğimi de
bi kız bana gerçekten sert bi şekilde çarptı onu daha öncede
görmüştüm.Hideyoshi’nin kız ve erkeklerden oluşan şu tuhaf arkadaş
grubunda.Bende kıza bağırdım:
Y-Dikkat etsene !!Kız arkasına döndü bana baktı ve yanıma
gelip :
X-Bak fazla kaşınma zaten Hideyoshi ile fazla yakınsın
senden hiç hoşlanmıyorum.Güzel şeyler yaşanmaz ayağını denk al. Dedi ve gitti
açıkçası biraz ürkmüştüm.Kızın saçları çok açık bir sarıydı büyük sınıflardandı
ama .Hızlıca eve yürüdüm.Güzelce yemeğimi yedim ve odama çıktım.Telefonumu
buldum ve Tima’yı aradım:
Y-Tima bugün işin var mı ?
T-Hayır neden ?
Y-Şu festival için kimono kumaşı almam lazım benimle gelir
misin diye soracaktım ?
T-Tabi çok isterim.
Y-‘’Naomi’nin Yeri ‘’ diye bir yer var oraya gelip beni
alabilir misin ?
T-Olur evim oraya çok yakın zaten.
Y-Saol birde çıkıyorum o zaman.
T-Tamam bana uyar.
Y-Teşekkür ederim. Görüşürüz.
T-Önemli değil hoşça kal.Yarım saat içinde orada olacaktım.Tuvalete
gittim ve saçlarımı düzleştirdim annem işteydi.Arayıp ondan izin istedim.Yanıma
bir miktar para aldım ve evden çıktım. Dükkanın önüne geldiğimde Tima ordaydı:
Y-Merhaba.
T-Merhaba Yuuki .Yürümeye başladık:
T-Nerden alışveriş yapmayı düşünüyorsun ?
Y-Emin değilim aslında bende sana güveniyordum.
T-Tamam merak etme bildiğim çok güzel bi dükkan var oradan
alabilirsin.Yolda aralıksız konuşmuştuk resmen, sanki ötüşen kuşlara fark
atmaya çalışıyorduk.Sonunda çarşının içine girdik orada bir dükkan vardı en
köşede çok hoştu dışı açık pembeye boyanmıştı.Bir sürü çiçek ve sarmaşıklar
vardı.İçeride de pırıl pırıl kumaşlar ve hazır kimonolar.Hemen içeri girdik.Harika
şeyler vardı.Hepsini denemek istiyordum fakat fazla zamanım yoktu.Beş tane
falan kimono denedim hepsi birbirlerinde harikaydı.Keşke fiyatları da harika
olsaydı .Fakat fiyatlar benim bütçemi bir çocuğun bir karıncayı ezdiği gibi
eziyordu.Bunları kesinlikle alamazdım.Bende kumaşlara bakmaya başladım.Tima’da
kendini kaptırdı ve bütün kimonoları denedi neredeyse.Sonunda bir kumaşı seçtim
hem çok güzeldi hem de param yetiyordu.Toz pembe üzerine sakura dalları
gerçekten hoştu.Onu aldım ve Tima ile eve geldik.İlk önce aldığımız hazır
ramenleri yaptık.Yemeğimizi yedikten sonra.Tima bana yardım etti ve kumaşın
kesilecek yerlerini ayarladı.Bu tür işlerde oldukça iyiydim.Kumaşı iğneler
yardımı ile üstüme giydim.Daha dikilmemiş hali olmasına rağmen çok hoş
gözüküyordum.Saçlarımı da hızlıca bir topuz yaptım gerçekten şirin olmuştum.Ben
saçlarımı düzeltirken.Kapı çaldı bu Hideyoshi’ydi elinde bir tabak pirinç
köftesi vardı.Beni görünce öylece kalakaldı.Etrafımda dönüp :
Y-Nasıl olmuşum ?
H-Ç-çok güzelsin.
Y-Saool.
T-Hey bende buradayım (şunun gibi bir bakış attı bize -_-.)Üçümüz
birden gülmeye başladık.Hideyoshi’yi içeriye davet ettik oda kabul
etti.Getirdiklerini hep birlikte yedik.O kadar ramen ve pirinç topu biraz
midemi bozmuştu.Ama yanımda onlar varken bunu dile getiremedim tabi
ki.Sonrasında odama gidip üstümü değiştirdim.Hava biraz kararmıştı.Kapı çaldı
annem gelmişti :
-Merhaba çocuklar.
+Merhaba Bayan Tanato.Çocuklar annem geldikten bir süre
sonra kalktılar.Onlar gidince annem neler yaptığımızı sordu bende aldıklarımı
ve olanları anlattım:
Y-Kimonomu birlikte dikiceğiz!
+Tabi ki.Dedi ve bana sarıldı.Çok hoş yumuşacık bir
sarılmaydı.Çantamı hazırlamaya başladım anneme aç olmadığı söyledim ve sabah
zorlanmadan kalabilmeme için gidip yatağıma yattım güzel ve uzun bir uyku
çektim.Her zamanki gibi Hideyoshi beni evin önünde bekliyordu birlikte okula
gittik.Şenlik günü yaklaşıyordu.Kocaman bi festival olucaktı.Okul ilk kez
eğlenceli geçmişti.Dersleri gayet iyi anlamıştım.Uzun tenefüslerde Hideyoshi
bazen yanıma geliyordu.Birlikte okul bahçesinde dolaşıyorduk.Onun sayesinde
günlerim daha eğlenceli geçiyordu.Onunla oldukça yakınlaşmıştık.Çok iyi arkadaşlardık..Şenliğe
sadece bir gün kalmıştı.Çok heyecanlıydım annem bile beni
sakinleştiremiyordu.Yemeğimi annemle yedim.Kimonom hazırdı üç gece önce annemle
dikmeyi bitirmiştik.Sakinleşmiştim oldukça.Annem mutfakta telefonla
konuşuyordu.Bende açıp televizyon izledim.Sonra birden kapı çaldı gidip açtım
bu Hideyoshi’ydi! :
Y-M-meraba
H-Meraba Yuuki yarın şenliğe gidiyor muyuz diye sormak
istedim.
Y-Tabi hala istiyorsun değil mi ?Dedim ve güldüm.
H-Tabiki unutma çook eğleniceğiz.
Y-Haklısın.
H-Pekala iyi geceler
Y-İyi geceler.Sonra arkasını döndü ve gitti bende kapıyı
kapattım heyecanlanmıştım.Heyecanlanınca canım çikolata çekmiştir nedense her
zaman.Kocaman bir çikolatam vardı.Gidip onu aldım ve yemeye başladım.Biraz
midem bulanmıştı.Hava kararırken odama çıktım.Sonra biraz resim çizdim.Gözlerim
kapanmaya başlıyordu aynı Güneş’in Ay’ın yerine geçmesine izin verirkenki hali
gibi.Yatağıma uzandım o uzanma ile uyuya kalmışım.Sabah her zamankinden erken
kalktım.Neyse ki bugün okul yoktu.İlk iş gidip yüzümü yıkadım.Sonra dişlerimi
fırçaladım.Yüzüme nemlendirici bir maske sürdüm.O iyice yayılırken bende
saçlarımı taradım sonra da topladım ve yüzümü temizledim.Saçlarımı
düzleştirmeye başladım.Bugün her zamankinden dalgalıydılar.Denizin üstündeki
kıvrımlar gibi.Yaklaşık yarım saat sonra anca düzleştiler.Annem çoktan işe
gitmişti.Bana yemek yapmayı unutmamıştı ama.Hemen biraz atıştırdım.Sonra yine
diş fırçaladım.Bir saat sonra Hideyoshi gelecekti ve ben hala hazır
değildim.Hemen gidip kimonomu giydim.Sıra saçlarımı topuz yapmaktaydı yani işin
en zor kısmı.İlk önce saçlarıma şekil verdim.Sonra topladım.Biraz bol olmuştu o
yüzden yeniden topladım.Bu seferki hoş gözüküyordu.Yarım saatimin kaldığını
fark ettim.Hemen küçük bir çanta aldım ve içine biraz para fotoğraf makinesi ve
telefonumu koydum.Parfüm sıkarken kapı çaldı hızlıca işimi bitirip kapıyı
açtım.Karşımda Hideyoshi vardı çok hoş gözüküyordu.Oda bir kimono giymişti:
H-Çok sevimli olmuşsun.
Y-Sende dedim ve çantamı alıp evden çıktım.Yolda yürümeye
başladık :
H-Gidince ne yapmak istersin ?
Y-Aslında festivaller hakkında fazla bilgim yok sen ne
yaparsan aynısı yapmayı düşünüyordum.Hideyoshi kahkaha attı ve :
H-Bugün süper olucak dedi.Festivalde lunaparkta vardı.Sonunda varmıştık.
Y-Burası muhteşem !
H-Evet önceki senelerde bu kadar güzel olmazdı hiç.Şanslısın.
Y-Evet senin gibi biri ile tanıştığım için şanslıyım dedim
ve ona bakarak gülümsedim.
H-Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ?
Y-Evet tabi sen harika bi insansın.
H-Teşekkür ederim insanlar genellikle bana tuhaf gözüyle
bakarlar.
Y-Tuhaf bile olsan seni severdim.
H-S-saol ona bakarak yeniden gülümsedim ve :
Y-Önemli değil dedim.Karnımız acıkmıştı.Bir şeyler
atıştırdık ve bakınmaya devam ettik:
Y-Hideyoshi bak şurada oyunlar var biraz oynayalım mı ?
H-Olur dedi ve o tarafa yürümeye başladık.En fazla balonu
kim vurusa bir peluş hayvan kazanıyordu.Hemen elime tabancayı aldım ve ateş
ettim.Biri hariç hepside isabet geldi artist bir tavırla:
Y-Bunu geçte görelim dedim.Niçancılık gerçektende benim
alanımdı.Ben gözlerimi açıp kapayana dek Hideyoshi’nin bütün balonları vurması
ise onun bu alanda benden daha iyi olmasını yüzüme vurabilmesi için Okyanuslar
kadar Gezegenler kadar kocaman bir
fırsattı ve oda tabi ki bu fırsatı kaçırmadı:
H-Bir şey mi demiştin ? dedi ukala hareketlerle.
Y-Oof .Dedim ve somurttum.Oda oradan kocaman bir kedi peluş
hayvanı aldı ve bana uzattı :
Y-Bana mı ?
H-Tabi sana başkası için bu kadar iyi ateş edemezdim
zaten.Çok hoş bir biçimde gülümsedi ve bende gülümsedim :
Y-Kedileri sevdiğimi unutmamışsın .
H-Önemli bir insanın önemli bilgilerini unutma dedi bende
güldüm :
Y-Bu mu önemli bilgi ?
H-Tabi ! dedi ve güldü.O an kendimi tutamadım ve ona
sarıldım.Oda bana sarıldı. Gün orada o şenliğin adının ‘’Denizin Ruhu’’
olduğunu söyledi bana bu ismin bir efsanesi de varmış tabi ki :
Yıllar yıllar önce
iki genç aşık varmış birbirlerini çok seviyorlarmış.Evleri arasında ise kocaman
bir deniz her gün buluşmak isterlermiş ama nafile.Birbirleriye mektuplaşır ayda
bir kez görüşürlermiş.Ailelerinin haberleri yokmuş bu olaylardan.Bir gün
erkeğin kıza yazdığı mektuplardan birisini bulmuş annesi kızın.Bağırmış
çağırmış bunlar ne diye.Kız başlanış ağlamaya.Annesi dövmüş onu oracıkta.Yakmış
bütün resimleri mektupları.Yasaklamış çocukla olan ilişkisini.Kız
dayanamıyormuş.Ailesi mektup yollatmıyor çocuktan gelenleri ise parçalayıp
atıyormuş.Kız bir gün daha fazla dayanamamış bu hasrete.Bir gece kaçmış
evinden.Denizin karşısına geçince anlamış ileri gidemeyeceğini oturmuş ağlamaya
başlamış denizin karşısında.Bir rüzgar esmiş aniden kız kaldırmış
kafasını.Karşısında kocaman mavi bir ışık duruyormuş seslenmiş ona :
-Ey küçük insan neden ağlıyorsun bu kadar ?
Kız hiç korkmamış ondan sevgilisi yoksa yanında zaten ölmek
istiyormuş.
-Hayatımın anlamından ayırdılar beni.
-Şu küçük adam mı hep karşımda buluşup sohbet ettiğiniz ?
-Evet.
-Ağlama küçük kız seni ona götüreceğim demiş mavi cisim.Kız
silmiş gözyaşlarını:
-Nasıl ? Işık birdin kızı içine almış hızlı bir şekilde
karşı limana geçirmiş.Birden yok olmuş ışık sonra korkmuş bir şekildeki
delikanlı ile belirmiş.Kız çocuğu görünce hemen boynuna atlamış.Sormuşlar mavi
cisime:
-Adın ne senin ? diye.Cisim birden yok olmuş denizden bir
ses gelmiş:
-Asırların Deniz Ruhu’yum ben.Unutmayın beni genç aşıklar..O
günden sonra kız ve erkek çok mutlu olmuşlar.
Hideyoshi bu hikayeyi anlatınca çok duygulandım :
Y-Çok güzeldi.
H-Evet çok severim bu hikayeyi birde şarkısı var.Biraz sonra
sahnede oyunu ile birlikte söyleyecekler dinlemek ister misin ?
Y-Tabi çok isterim dedim.Biraz lunaparkta gezindik.Bazı
şeylere bindik sonra gösterini başlamak üzere olduğunu fark edince o tarafa
gittik.Gösteriyi izleyince çok duygulandım.Şarkısını da çok beğendim.Sonlara
doğru Hideyoshi birden kalktı ve bir yere gitti tuvalettedir diye düşündüm ve
peşinden gitmedim ama bir süre gelmeyince endişelendim ve ayağa kalkıp onu
aramaya başladım.Hiç bir yerde yoktu ailesini aradım eve gitmemişti.Gerçekten korkmaya
başlıyordum.Onu hiçbir yerde bulamadım.Son günlerde rengi iyice solmuştu acaba
hastaydı ve kusmaya mı gitti diye düşündüm ve anons yaptırdım.Fakat yine
gelmedi.Birkaç güvenlikle onu aramaya başladık.Ümidim gittikçe
azalıyordu.Annesi gelmişti ağlamaya başladı:
-Sonunda bugünü geleceğini biliyordum.Ama neden bu kadar
erken ?
Y-Neyin geleceğini biliyordunuz ?
-H-hastalığının ilerlemesinin.Dedi oracıkta
donakalmıştım.Kendime gelince gözyaşları içinde oradan ayrılıp koşmaya başladım
nereye gittiğimi bilmiyordum.Ormana baktım nehire okula deniz kıyısına yağmur
başlıyordu hafiften.Etrafta onun adının sayıklayarak dolaşıyordum.Yere
yığıldım.Bir yerden güçlü bir öksürük sesi geliyordu.Başımı kaldırdım.Öksürük acı
ile inlemeye dönüşünce sesin Hideyoshi’ye ait olduğunu fark ettim.Onun adını
sayıklayarak etrafta onu aradım.Onu çatı gibi harabe bir yerin altında yere
kıvrılmış bir şekilde buldum.Her öksürüşünde ağzından kan çıkıyordu.Üstüm başım
ıslanmıştı ve kan olmuştu.Yanına koştum ve ağlamaya başladım:
Y-Hideyoshi iyi misin ?Ölme lütfen HİDEYOSHİİ!
H-Öhöhö(Öksürür.) .Yuuki beni dinle Yuuki.Ben hastayım aynı
babam gibi.Bende öleceğim.Yuuki hemde burd-
Y-Hayır sus !Sen ölmeyeceksin.Ben ben seni seviyorum
Hideyoshi gitme sana aşığım !
H-Bende sana aşığım Yuuki ama lütfen bunu yapma.Beni bu
halde görmeni istmedim.Öhöhö.Seni her zaman seveceğim Yuuki bizim aşkımız
ölümsüz.
Y-Hideyoshii! Ağlamaya devam ettim hıçkırıklarla.Eli ile
başımı okşuyordu ‘’Deniz’in Ruhu’’nun şarkısını söylemeye başladı:
Ben sizi sevdim güzel bayan
Siz gerçekten hoş bir insan.
Uçuşan rüzgarda
Şapkanın altında saçlarınız.
Masmavi gözleriniz.Denizden daha güzel.
Gökten daha parlak.
Yüreğiniz sevgi dolu.
Bana da yer açın orada.
Ölümsüz aşkınızla
Ben siz sevdim güzel bayan
Denizin Ruhu’yla .
Buluşalım daima.Öhöhö.
Y-Hideyoshi HİDEYOSHİ .Ölme Hideyoshi beni bırakma .Sen hala
okulun ilk günüde bana çarptığındaki gibi sapasağlamsın.HİDEYOSHİİ!
H-Öhöhö elveda güzel Yuuki’m elveda. Öhöhö.
Y-Hideyoshi .. Hideyoshi.Arkadan siren seslerin duydum.Arabadan
annesi indi ve beni gördü :
-Hideyoshi ?!
Y- O o gitti.Ambulanstan görevliler indi şok vermeye
başladılar .Öylece onlara bakıyordum herkes bir şeyler diyordu ama duymuyordum
duymak istemiyordum Hideyoshi Hideyoshi gitmişti .O artık Denizin Ruhu’ydu
.Ölümsüz sevgimizin baş kahramanı.O benim Deniz’imin Ruhu Hideyoshi . Ve artık
o yoktu.
SON.