6 Nisan 2013 Cumartesi

Deniz'in Ruhu


                                                          DENİZİN RUHU
  Sabahın yedisi olmuştu daha.Birden alarm çaldı üstelik daha okulların açılmasına bir hafta vardı tatilimin tadını çıkartmak istiyordum.Oflaya puflaya annemin yanına gittim ve:
Annee saat 7 oldu hadi kalk trene geç kalacağız,dedim.Yatağından kalktı gözlerini ovuşturarak’’tamam’’ dedi.Gidip elini yüzünü yıkadı kısacık kızıl rengi saçlarını taradı.Odasına girip kıyafetlerini değiştirdi ve büyük bir hızla:
‘’Yedi buçuk oldu sayılır çabuk ol Yuuki geç kalacağız’’,dedi.Hızlıca ayakkabılarımı giymeye başladım annem hazırlanmıştı bile.Bavulları alarak hızlıca binadan dışarı çıktık ben arkadan ona yetişme çalışıyordum.Haftalar öncesindeki o sönük bakışları gitmişti artık gözleri parıldıyordu’’kurtuluyoruz sonunda şu yerden’’ dermişçesine.Koşarak yanına yaklaştım.Durağa gelmiştik.Yaklaşık 10 dakika olmuştu fakat otobüs gelmemişti anneme:
-Anne daha ne kadar bekleyeceğiz?,dedim.Gülümsedi ve ‘’biraz’’dedi.Yaklaşık 2 dakika sonra otobüs gelmişti sonunda.Sabahın körü olduğu için fazla kişi yoktu rahatça oturabildik.Tam gözlerimi kapatmış hayaller dünyasına dalacaktım ki annem:
-Hadi geldik,dedi.Birden gözlerimi açtım ve çantamı alıp doğrulu verdim hızlıca otobüsten indik.Yeniden sıkıcı bir bekleyiş almıştı hayal dünyamın yerini etrafı siyah beyaz görüyordum sanki burnuma güzel çıtır ekmeklerin kokusu geldi anneme döndüm ve :
-Anne ben çok acıktım dedim.Oda bana
-Ekmeğin kokusu bana da geldi,yarım ekmek al bakalım gerçek yemeğimizi orda güzelce yeriz dedi, ve gülümsedi.Bende gülümsedim ve elindeki parayı kaptığım gibi mis kokulu ekmeklerden bir tane almaya gittim.Tam neşeli neşeli annemin yanına giderken oradan bana bağırdı ‘’çabuk ol tren geldi’’diye.Koşarak yanına gittim önce beni bindirdi daha sonra bavullarla birlikte kendisi geldi.Elindeki bileti karşımda hayattan usanmış gözleriyle bana bakan çalışana verdi oda :
- 17 ve 18. koltuklar 2. vagona geçin lütfen,dedi.Annemin verdiği bahşişi gördüğü zaman gözlerindeki ışıltı geri gelmişti adeta.Annemle yerlerimize oturduk elimdeki ekmeği yemeye çalışıyordum bir yandan.Bir parçasını anneme bir paçasını da arkamda oturan açlıktan guruldayan karın sesini ta benim kulağıma gelen çocuğa uzattım gülümsedi bana ve’’ çok teşekkür ederim’’,dedi.Bir dakikada silip süpürmüştü ekmeği sonra annesinin kucağına oturup mutlu bir şekilde uykuya daldı.Tatilde olup da sabahın köründe kalkmış olmamın verdiği sinir ve üzüntü geçmişti o insanların gülümseyen ve parıldayan gözlerine baktıkça.Ekmeğin o yumuşacık tadının da etkisi vardı elbette.Gözlerimi kapadım bir dahaki açtığımda gelmiştik nerdeyse annem:
-Ne kadar çok uyudun kızım, diyerek bana gülümsedi.Bende ona:
-İyi de ben gözlerimi kapatıp açtım sadece bir saniyelik bir şeydi,dedim.Gülmüştü hiç olmadığı kadar mutlu görmüştüm o zaman onu.Küçük adımlarla indim trenden karşımda aynı adımlarım gibi küçücük bir kasaba duruyordu biraz hayal kırıklığına uğramıştım doğrusu.Ama burnuma gelen denizin o güzel kokusunu içime çekince ve denizin masmavi pırıl pırıl sularını gerince suratımda kocaman bir gülümseme belirmişti.Anneme:
-Anne burası harika bir yer ,dedim.Oda bana ‘’çok haklısın bir tanem’’ dedi.Sonra biraz yol yürüdük oldukça uzun ve etrafında neşeli insanlarla dolu bir yokuştan çıktık.Karşımıza Oldukça sevimli iki tane ev çıktı.Ahşaptı ikisi de birinin ışıkları yanıkken öbürünün sönüktü annem:
-Işıkları kapalı olan işte orası yeni evimiz,dedi.Öylece kalakaldım.’’Anne sen ciddi misin ‘’dedim.’’Evet’’ dedi.Bavulunu aldı ve kapıya doğru yöneldi anahtarı soktu ‘’Tık’’ kapı açıldı..O kadar harika bir yerdi ki duvarları açık kahve idi,sıcacık bir şöminesi vardı,yerde bembeyaz bir halı koltuklar halının beyazlığında,birkaç tablo ve bir de televizyon vardı.2 oda bir banyo ve birde mutfağı vardı tabi birde bodrumu.Anneme heyecanla’’Benim odam nerde anne?’’ diye sordum.Parmağı ile yukarıyı işaret etti ilk başta anlam veremedim bu işe ev dışardan alt kısmından daha küçük bir şekilde ikinci bir katı varmış gibi duruyordu annemde yukarıyı gösterince ama ben evin içinde merdiven göremeyince şaşırmıştım haliyle.Şaşkın şaşkın annemin suratına baktım.Duvarın içinde küçük bir oyuk vardı annem onun içinden bir halat çıkardı halat tavana bağlı şekildeydi halatı çekti vee odanın merdiveni birden tavandan aşağı sarktı.Ben bir mutluluk çığlığı  atarak yerimde zıpladım sonrada annemin boynuna atladım’’Anne seni çok çok çok seviyorum burası süper’’dedim.Oda ‘’aynen öyle’’ dedi.İkimizde güldük.Hemen odama çıktım çok güzel bir yatak vardı yanında da dolap vardı.İki tane küçük koltuk ve kocaman bir kütüphane çok güzeldi bir sürü kitap vardı hepsini okumak için can atıyordum.Annem burayı tam istediğim gibi döşetmişti.Çatı katı olduğu için dışarıyı çok rahat görebiliyordum.Elime bir kitap aldım ve yatağa uzandım ve kafamı yukarıya çevirdiğimde.GÖKYÜZÜ KARŞIMDAYI!Tavan çok kalın bir camdan yapılmıştı istediğim zaman perdesi vardı onu çekip manzarayı kapatabiliyordum fakat hangi insan bu harika manzarayı kapatmak isterdi ki büyülenmiştim adeta.Tüm evren sanki tepemdeydi ben ona bakıyordum o bana …O heyecan ile elimdeki kitabı yere düşürmüşüm yaklaşık on dakika oraya bakıvermişim annem aşağıdan seslendi ’’İyi misin canım sesin soluğun çıkmıyor’’ dedi gülerek.Yerimden kalktım başımı merdivenin yan tarafından çıkardım ve ‘’Dünya’nın en süper annesisin sen’’ dedim o kadar mutluydum ki yerimde zıplıyordum.Annem ‘’az sonra aşağı gel’’ yemek hazırladım dedi.Başımı sallayarak ‘’tamam’’ sinyali verdim ona.Hava kararmıştı ben yemeğimi yemiş odamda kitap okurken.Saate baktım ve büyük bir hızla annemin yanına koştum’’annee film başlamış’’ şeklinde.O da saatine baktı ve ‘’eveet bu heyecan da onu unuttuk’’ dedi.Büyük bir hızla televizyonu açtı koşaraka aşağı indim ve şöminenin karşısındaki sıcacık koltuğa annemin yanına yumuluverdim.Henüz filmin başlangıç’ıydı .Konusu basit olduğu için fazla bir şeyde kaçırmamıştık büyük bir mutlulukla birer ‘’ohh’’ çektik ikimizde.Bu filmi uzun zamandır bekliyorduk.İkimizde o koltukta uyuyakalmışız.Sabah olduğunda hemen kalkıp kahvaltı hazırladım annemin çok sevdiği ve benimde çok iyi yaptığım ‘’puncake’’den yaptım.Dolaptan balı aldım ve üstüne döktüm.Annemin yanına geldim yemeğin kokusunu alınca birden gözlerini açtı ve ‘’benim tontoş kızım bana yemekte mi yaparmış’’ dedi.İkimizde bir kahkaha attık.Öğlene kadar odamda kitap okudum annemde mutfağı toplamış.Yanıma geldi ve ‘’okulun için kayıt yapmaya gitmeliyiz beş gün falan kaldı’’dedi.Bende’’haklısın dedim’’.Aşağı indik birlikte ceketimi  bulamıyordum.Anneme sordum oda bana ‘’attım onu bugün yenisini alacağız’’dedi.Gülümsedim ve ‘’tamam’’ dedim.Üstüme iki tane hırka giydim.İlk iş ceketimi almaya gittik.Yeşil bir ceketti çok güzeldi.Gözlerimle aynı renkteydi.Saçlarımın turuncusunu iyice öne çıkarmıştı.Sonra da okulun yolunu tuttuk.Müdür hanım odasındaydı bir bey ve bir öğrenci vardı yanında aynı yaştaydık sanırım oldukça yakışıklıydı.Saçlarımı düzelttim ve ceketimi üstümden çıkarmamaya karar verdim.Müdür hanım beni okula aldı.Çok mutluydum.Kayıt işlemleri yapıldıktan sonra eve geldik.Annem yemeği hazırladı.Yemeğimi yedikten sonra hemen yattım.Günler böyle birbirini kovaladı.Sonunda okulun açılmadan önceki son akşamına gelmiştik.Çok heyecanlıydım.Yatmadan önce saçlarımı düzleştirdim.Montumu ve yeni okul üniformamı koltuğun üstüne koydum.Gece uzun bir süre uyku tutmadı fakat sonrasında mışıl mışıl uyumuşum.Alarmın ötmesiyle gözlerim açıldı hemen alarmı kapattım.Yataktan kalktım banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkadım.Yüzüme krem sürdüm (malum yeni bir okulda ilk günümdü güzel gözükmem gerekiyordu).Saçlarımı taradım.Odama çıkıp yeni üniformamı giydim.Beyaz bir gömlek küçük  kırmızı ceketi ile  kahverengi eteği yine beyaz çorabı ve kırmızı papyonu ile çok şirin görünüyordum. Montumu elime alıp aşağı indim.Masanın üzerindeki sütü ve gevreği karıştırdım.Hızlıca yedim.Tuvalete gidip dişlerimi fırçaladım.Bir kaç fıs parfüm sıktıktan sonra.Ceketimi giydim.Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve anneme ‘’anne ben çıkıyorum’’ diye seslendim.Saatime baktım nerdeyse geç kalacaktım.Bisikletime atladım ve yola koyuldum geç kalmadan varmıştım.Bisikletimi kilitledim ve yukarı çıktım.Bu lisedeki ilk yılımdı sınıfımdaki herkesin yeni olduğunu bilmek iyi motivasyon veriyordu böylece kimse birbirini ezemeyecekti.Sınıfa çıktım hoca derse girmişti.Herkesin ilk günü olduğu için rasgele yerlere geçmişlerdi.Fakat her yer doluydu birkaç kişinin yanı boştu.Hoca beni bir kızın yanına oturttu oldukça şirin biriydi.Yoklama almaya başlamıştı:
-Ayame ‘’buradaa’’
-İchigo ‘’buradayım’’
-Mia ‘’burada’’
-Yuuki... Yukki Tanato ‘’bu-burada’’.O sırada dalmıştım müdürün odasındaki o çocuğu düşünüyordum.Tenefüs zili çaldı.Sıra arkadaşımın abisi bu okulda okumuş önceden o nedenle buraya bazen gelip gidermiş.Bana okulu tanıtmaya başladı.Tam karşı sınıfın kapısının yanından geçiyordum ki aniden kapı çarptı o sırada da arkamdan bir erkek sürüsü geçiyordu.Birden  aralarında kaldım.Ayak bileğimi burkmuştum.Bağırmaya başladım üstümden geçiyorlardı resmen!Gözlerimi yumup kaderime razı olacaktım ki kapıyı açan kişi aniden  kenara çekmek maksadıyla beni kucağına aldı.Ağlamaktan gözlerim buğulanmıştı.Gözlerimi açtığımda karşımda sıra arkadaşım Tima ve müdür odasındaki çocuk duruyordu.Çocuk bana :
-İyi misiniz?Çok çok özür dilerim.Ayağınız acıyor mu ? gibi şeyler söyledi.Gözlerimi ovuşturdum.Ve:
-Acıyor tabi üstünden öküz sürüsü geçti resmen!Omzumu da kapıya çarptım.Diye sızlanmaya başladım.Özür dilemeye başladı benden.Ayağa kalkmaya çalıştım fakat başaramadım çok acıyordu ayağım.Aşağı inip buz istemesini rica ettim oda bana :
-Yanında yaralı kişiyi getirmesek buz vermiyorlar fakat sizde yürüyemiyorsunuz.Ehm şey isminiz neydi? Dedi.Bende adım Yuuki Yuuki Tanato dedim.’’Pekala Yuuki üç diyince  bir iki üç !.Dedi ve beni yeniden kucağına aldı.Suratım kızarmıştı.’’Na-napıyorsun!?İndir beni hemen.’’Seni aşağı indireceğim buz koymasak şişer .Bu arada ismim Hideyoshi  tanıştığıma memnun oldum‘’ dedi gülerek.Bende başımı öne eğerek beni aşağı indirmesine izin verdim.Hemen hademenin yanına gittik bana buz verdi yukarıda beni Hideyoshi taşımıştı.Ona teşekkür ettim.Beni sınıfın kapısına kadar kucağında tuttu sınıftakilerde bunu görünce ‘’oooo’’şeklinde bağırdılar.Çok fena kızardığımı hissettim.Hideyoshi beni sırama bıraktı ve ‘’sonra görüşmek üzere’’diyerek uzaklaştı bende arkasından.’’Sa-saol’’ dedim.Utanmıştım fakat nedense mutluydum.Tima bana gülüyordu nasıl kızardığımı ve ağladığımı anlattı bana ikimizde birer kahkaha attık sonrasında bana’’Çok şanslısın o çocuk yani Hideyoshi okulun en popülerlerindendir ayrıca çok tatlı’’dedi kıkırdayarak bende ona güldüm.Sonrasında öğretmen geldi zaten.Günümü öyle geçirmek zorunda kaldım çünkü ayağımı oynatamıyordum.Tima beni okulun kapısına kadar getirdi fakat o öbür yoldan gitmek zorundaydı.Tek başıma gidecektim ayağım acıdığı için bisiklete de binemezdim.Topallıyordum.Birden arkamdan birinin bana bağırdığını duydum ‘’Yuuki hey Yuuki’’ şeklinde.Arkamı döndüğümde bisikleti ile Hideyoshi orada duruyordu.Bana el salladı bende ona.Yanıma geldi ve ‘’Yeniden çok özür dilerim telafi olarak zaten bisiklete de binemiyorsun seni evine bırakmamı ister misin?dedi.Aslında hiç fena bir fikir değildi hava kararmaya başlamıştı ben eve varana kadar akşam olurdu.Buraları da pek bilmiyordum.Ona:
-Doğrusu olur dedim.Oda ‘’tamam’’ dedi gülerek.Beni bisikletini arkasına oturttu.Benim bisikletimi okulun içinde  bir yere kilitledi.Bende ona evin yolunu tarif etmeye başladım.Yolda gelirken çok konuştuk.Çok harika bir insandı.Ayrıca çok da komikti.Gülerken yemyeşil gözleri parıldıyordu.Evin oraya geldiğimizde bana yardımcı oldu merdivenleri çıkabilmem için.Evin zilini çaldı ve annem kapıyı açtı herhalde yemek yapıyordu.Üstü başı un içindeydi.’’Hoş geldim Yuuki ve  yakışıklı arkadaşı’’dedi gülerek.Bende sızlanma biçiminde ‘’Annee’’dedim kısık bir sesle.Hideyoshi’de güldü.Bende gülmenin en mantıklısı olacağını düşünerek kıkırdadım.Annem Hideyoshi’yi yemeğe davet etti.O’da’’Çok teşekkür ederim fakat evim zaten hemen bitişiğinizdeki ev.Asıl ben sizleri bir gün yemeğe davet ediyorum.Ne zaman isterseniz’’dedi.Ağızım açık kalmıştı resmen.’’Sen yan tarafta mı oturuyorsun’’dedim.Oda evet manasında başını salladı.Çok şaşırmıştım.Sonrasında ona teşekkür ettim ve eve girdim.Annem hemen beni koltuğa oturttu ve daha ayağıma ne olduğunu sormadan hemen pis pis gülerek ‘’Kim bu tatlı genç bakalım’’dedi.Bende’’Amaan anne dur önce bi üstümü değiştireyim’’dedim.Kalkacakken’’Bırakmamm seni anlatıcaksın’’dedi alaycı bi şekilde.Bende oturup hızlıca anlattım.O da ‘’Hıı öyle olsun bakalım demek sadece arkadaş oldunuz’’dedi.Bende ’’Tabi sadece arkadaşız anne daha bugün tanıştık’’ dedim.O da ‘’Yani biraz vakit geçince daha mı kaynaşacaksınız’’ dedi.Bende’’Üff anne’’dedim.Sonrada odama çıktım.Ayağım çok daha iyi olmuştu.Kitaplarımı düzenliyordum.Annem yemeğe çağırdı.Bende indim oldukça acıkmıştım.Yemeğimi yedikten odama çıktım ve yattım.Çabucak uykuya dalmıştım.Sabah yine alarmımla kalktım.Hızlıca üstümü değiştirdim.Evden çıktım bisikletim okulda kalmıştı ve bunu unutmuştum.Geç kalıcaktım.Birden yan tarafın kapısının açıldığını gördüm.Hideyoshi çıkıyordu evden bana el salladı bende ona.Çantasını aldı ve merdivenden indi.Bisikletini aldı.Bende o sırada yürümeye başlamıştım geç kalmamak için.Sonra bana seslendiğini duydum başımı çevirdim ve ona baktım.’’Bisikletin okulda kalmıştı seni ben bırakırım diye düşünmüştüm gelmek ister misin ?’’dedi.Başını kaşıyordu ve masum masum gülümsüyordu sanırım ‘’hayır’’ dememden korkuyordu.Bende ona ‘’Tabi neden olmasın ‘’ dedim.Mutlu olmuş gibi gözüküyordu.Beni yine arka bölüme oturttu.Hızlıca pedalları çevirmeye başladı.Yol boyunca bir şey konuşmadık . Okula oldukça yakınken bir taşa takıldı bisiklet ve ikimizde yere düştük.Ben altta o üstümde bisiklette onun üstüne düştü 3-4 saniye bana baktı.Sonra ayağı kalktı.Üstümüzü silkeledik:
H-Bir şeyin yok değil mi ?
Y-Hayır merak etme.İstemsizce gülümsedi ve yolun kalanını yürüdük.Okulun girişindeyken kız-erkek karışık bi grup bize doğru yaklaştı aralarından biri :
X-Hideyoshi nerelerdeydin bayadır yoksun ? Bir başkası:
X-Ooo yeni sevgili mi yaptın ? Ben o lafı duyunca hızlıca okuldan içeri girdim arkadan sesleri geliyordu:
X-Utandı AHAHAH.Gülüyorlardı.Hideyoshi’nin sesinide duydum bana sesleniyordu ama o tarafa bakmadım bile.Sınıfa çıkınca Tima:
T-Oha o Hideyoshi-san mıydı ?
Y-E-evet.
T-Acayip şanslısın.
Y-Yaa ne demezsin.İkimizde güldük birden sınıfa matematik hocası Bay Smith geldi ve hayattan usandığını belli eden bi ses tonu ile :
S-Günaydın çocuklar.
Sınıf-Günaydın ! Herkes yerlerine geçti.Ders oldukça sıkıcıydı tüm gün gibi.Bugün hiç Hideyoshi’yi görmemiştim.Çıkış saati gelince onu gördüm ama yanında arkadaşları vardı bende gitmedim.Irmağın kıyısında biraz oturdum en sevdiğim kitap olan ‘’Sefilleri’’ okudum.Havanın karamaya başladığını fark etmemişim.Hızlı adımlarla eve yürüdüm.Annem beni görünce :
-Neredeydin kaç saattir ?!
Y-Kitap okuyodum !
-Sakin ol biraz.Şu senin yakışıklı seni sordu eve gelmediğini öğrenince baya endişelenmiş duruyodu.
Y-Hi-Hideyoshi mi ?
-Hıhıı dedi ve sırıttı.
Y-Neyse onu önemsemiyorum dedim ve odama çıktım çantamı bırakıp üstümü değiştirdim ve ödevlerimi yapmaya başladı.Kapının çaldığını duydum.Annem açtı ve :
-Yuuki Hideyoshi-chan geldi ! Diye bağırdı.Hemen aşağı indim annem:
-Ben sizi yalnız bırakayım konuşacaklarınız vardır dedi bana göz kırptı ve gitti.
Y-Bir şey mi oldu ?
H-Yo sadece seni merak ettim geç gelmişsin eve.
Y-Neden ki ?
H-A-arkadaşımsın.Gülümsedim.Oda gülümsedi üstündeki gerginlinin uçup gittiğini ben bile hissedebiliyordum.
H-Şey sana bir gün bize yemeğe gelirsin demiştim.O gün bugün olsun mu ?
Y-Ah tabi çok isterim burada bekle annemden izin aliyim.Başı ile onayladı.Annemin yanına gittim ve :
Y-Anne şey Hideyoshi’lere gidebilir miyim ?
-Neden napıcaksınız ?
Y-Of anne yemek yicez.
-Peki peki git hadi.Onu öptüm ve:
Y-Saol bir tanesin.Hemen kapıya gittim ve annemin izin verdini söyledim oldukça mutlu gözüküyordu.Ayakkabılarımı giydim ve yan tarafa geçtik.Evlerinde annesi ve küçük kız kardeşi vardı.Babası yokmuş benim gibi..Annesi yemeğin kısa bir süre sonra hazır olacağını söyledi bizde onun odasına çıktık.Odası küçüktü fakat çok hoş döşenmişti vetertemizdi.Konuşuyorduk ki odaya küçük kardeşi girdi ve :
-Abi annem kız arkadaşını ve seni çağırıyo yemek hazırmış.Yanaklarım kızarmıştı onunkilerde.
H-Lucy kaç kez söylicem o benim kız arkadaşım değil sadece arkadaşım.Lucy güldü sonra ayağa kalktık ve aşağı kata salona indik.Masaya oturduk yemekler oldukça lezzetliydi.Yemeğin sonunda Hideyoshi’nin annesine teşekkür ettim ve yine onun odasına çıktık konuşmaya başladık:
H-Mesela nelerden hoşlanırsın ?
Y-Kedileri çok severim bir şeyler yazmayı ve yürüyüş yapmayı .Ha bide çizimi.Sen ?
H-Müzik yaparım gitarla.Konuşmayı her zaman sevmişimdir.Sanırım bu kadar.
Y-Peki kızlar ? Bana tuhaf tuhaf baktı ve sonra gülmeye başladı:
H-Aram pek iyi değildir.Anlaşılmaz ve hoş canlılar.
Y-Bence gayette anlaşılırız.
H-Senin yerin ayrı sen süpersin.Her şey net.İkimizde güldük.
H-Ne yapmak istersin ?
Y-Soru mu ilk söylediğinden beri müziğini duymak için can atıyorum bana birkaç şey çal.
H-Pekala dedi.Ve gitarını çıkardı çok hoş bir parça çaldı kendisini yazdığını söyledi
Y-Çok yeteneklisin bence bir yarışmaya falan katılmalısın.Güldü ve:
H-Hayır henüz o kadar iyi değilim.Birden telefonum çaldı annem beni eve çağırıyordu.
Y-Kusura bakma kalkmam lazım annem çağırıyor.
H-Tabi hiç sorun değil.Aşağı indik annesi bana seslendi:
-Gidiyor musun tatlım ?
Y-Evet efendim her şey için teşekkür ederim yemek harikaydı.
-Önemli değil ben teşekkür ederim.
Y-Çok güzel vakit geçirdim Hideyoshi saol.
H-Önemli değil yine gelmeni çok isterim bende çok eğlendim.Bu arada okula giderken senide almamı ister misin yarın ?
Y-Tabi tek gitmek kadar sıkıcı bir şey yok zaten.
H-Ah bilirim o duyguyu dedi.
Y-Neyse yarın görüşürüz dedim ve merdivenlerden indim.
H-Görüşürüüz.Ben içeri girince oda kapısını kapattı annem hemen beni sorguya çekti olanları anlattım bana sarıldı ve güldü.’’ Seni seviyorum ‘’ dedi annem bende ona ‘’Bende seni çok seviyorum anne ‘’ dedim.Ona yorgun olduğumu söyledim ve odama çıktım.Kendimi direk yatağa bıraktım oldukça yorulmuştum.Onu düşünmeden duramıyordum.Oldukça zorlanmış olsam da sonunda uyumayı başarabildim.Onu düşünerek uyumanın da ayrı bir güzelliği  olduğunu fark ettim.Sabah alarmı duymamışım bu yüzden biraz geç kaldım.Hemen üstümü değiştirdim.Saçlarımı taradım.Kremlerimi sürerken biri kapıyı çaldı.Hideyoshi’di.Gülmeye başladı:
H-Suratın ?Kremleri yaymayı unutmuştum hemen temizledim ve çantamı aldım.Ayakkabılarımı giydim.Yürümeye başladık hava çok güzeldi.Ormandan gelen tatlı rüzgar evlerdeki çanları öttürüyordu.Ağaçtan ağaca uçan çiçeklerde eşlik ediyordu ona:
H-Ee nasılsın bakalım ?
Y-İyiyim sen ?
H-Fena değilim.
Y-Bir şey mi oldu ?
H-Yoo nedense canım biraz sıkkın.O bunu der demez:
Y-O zaman biraz eğlenelim dedim ve onu gıdıklamaya başladım.Yere düşmüştü ama ben hala durmuyordum.Sonunda durdum gözleri yaşarmıştı gülmekten.Birden o beni gıdıklamaya başladı.Kahkahalar havada uçuşuyordu.Şimdi biz de rüzgara eşlik ediyorduk.Sonunda ayağı kalktık ve yeniden yola koyulduk.
Y-Ahh evet şahsen ben yeterince eğlendim ama gerçek eğlenceden kastım bu değildi.Birkaç gün sonra bir şenlik varmış.Annem söyledi ben gidicem sende benimle gelmek ister misin ?
H-Aslına bakarsan oraya en son gittiğimi de babamı kaybettim.Kısa bir sessizlik oldu :
Y-Ö-özür dilerim.Hideyoshi gülümseyerek bana baktı ve :
H-Sorun değil dedi.Okula girdik ve ikimizde sınıflarımıza doğru çıkmaya başladık sınıfa girmeden önce :
Y-Şey benimle gelicek misin ? Şenliğe.
H-Evet çok isterim dedi ve gülerek sınıfına girdi.Bende gülümseyerek sınıfa girdim.Olanları Tima’ya anlattım:
T-OHAAAA !
Y-Abartma morali bozuk diye yardımcı olmak istedim.
T-Biliyor musun ?Hideyoshi’nin babası 8 sene önce o şenlikte ölmüş.O günden beri o şenliğe hiç gitmemiş.Ama senin teklifini kabul etti !
Y-Ciddi misin ?
T-Evet.
Y-Vaav.Eminim üzgün olmalı.
T-Seninle şenliğe gidince düzelir emin ol.İkimizde güldük:
T-Peki ne giyeceksin ?
Y-Tabi ki kimono.
T-Hoş gözük onu daha da mutlu etmiş olursun.İkimizde güldük.İlk iki ders hayatımın en sıkıcı dakikalarında birinci sırada olmak için futbol konuşmaları dinlemek ile yarışıyordu.Üçüncü ders son dersti bugün yarım gün demişlerdi okul için.Öğretmenler arasında bir toplantı yapılacakmış sanırım.Üçüncü ders en azından güzeldi.İki nedenden dolayı kitap okuyordum aslında bundan büyük bir mutluluk olamazdı zaten.Ama sonraa.Sınıfa Hideyoshi geldi.Nöbetçi olmuştu bugün.Farkında değildim geldiğinin sonra sınıftaki aptallar:
-Pişt Yuuki seninki geldi.Sonra hepsi gülmeye başladı resmen anırarak.Birden başımı kaldırdım Hideyoshi bana el sallıyordu.Şaşkın bir ifade ile bende el salladım bunu beklemiyordum Hideyoshi’de güldü.Hocanın kağıdı imzalaması bitince:
H-İyi dersler dedi ve sınıftan çıktı.Ders bitince kitabımı çantama koydum Tima’ya iyi günler diledim ve sınıftan çıktım.Aşağı indiğimi de bi kız bana gerçekten sert bi şekilde çarptı onu daha öncede görmüştüm.Hideyoshi’nin kız ve erkeklerden oluşan şu tuhaf arkadaş grubunda.Bende kıza bağırdım:
Y-Dikkat etsene !!Kız arkasına döndü bana baktı ve yanıma gelip :
X-Bak fazla kaşınma zaten Hideyoshi ile fazla yakınsın senden hiç hoşlanmıyorum.Güzel şeyler yaşanmaz ayağını denk al. Dedi ve gitti açıkçası biraz ürkmüştüm.Kızın saçları çok açık bir sarıydı büyük sınıflardandı ama .Hızlıca eve yürüdüm.Güzelce yemeğimi yedim ve odama çıktım.Telefonumu buldum ve Tima’yı aradım:
Y-Tima bugün işin var mı ?
T-Hayır neden ?
Y-Şu festival için kimono kumaşı almam lazım benimle gelir misin diye soracaktım ?
T-Tabi çok isterim.
Y-‘’Naomi’nin Yeri ‘’ diye bir yer var oraya gelip beni alabilir misin ?
T-Olur evim oraya çok yakın zaten.
Y-Saol birde çıkıyorum o zaman.
T-Tamam bana uyar.
Y-Teşekkür ederim. Görüşürüz.
T-Önemli değil hoşça kal.Yarım saat içinde orada olacaktım.Tuvalete gittim ve saçlarımı düzleştirdim annem işteydi.Arayıp ondan izin istedim.Yanıma bir miktar para aldım ve evden çıktım. Dükkanın önüne geldiğimde Tima ordaydı:
Y-Merhaba.
T-Merhaba Yuuki .Yürümeye başladık:
T-Nerden alışveriş yapmayı düşünüyorsun ?
Y-Emin değilim aslında bende sana güveniyordum.
T-Tamam merak etme bildiğim çok güzel bi dükkan var oradan alabilirsin.Yolda aralıksız konuşmuştuk resmen, sanki ötüşen kuşlara fark atmaya çalışıyorduk.Sonunda çarşının içine girdik orada bir dükkan vardı en köşede çok hoştu dışı açık pembeye boyanmıştı.Bir sürü çiçek ve sarmaşıklar vardı.İçeride de pırıl pırıl kumaşlar ve hazır kimonolar.Hemen içeri girdik.Harika şeyler vardı.Hepsini denemek istiyordum fakat fazla zamanım yoktu.Beş tane falan kimono denedim hepsi birbirlerinde harikaydı.Keşke fiyatları da harika olsaydı .Fakat fiyatlar benim bütçemi bir çocuğun bir karıncayı ezdiği gibi eziyordu.Bunları kesinlikle alamazdım.Bende kumaşlara bakmaya başladım.Tima’da kendini kaptırdı ve bütün kimonoları denedi neredeyse.Sonunda bir kumaşı seçtim hem çok güzeldi hem de param yetiyordu.Toz pembe üzerine sakura dalları gerçekten hoştu.Onu aldım ve Tima ile eve geldik.İlk önce aldığımız hazır ramenleri yaptık.Yemeğimizi yedikten sonra.Tima bana yardım etti ve kumaşın kesilecek yerlerini ayarladı.Bu tür işlerde oldukça iyiydim.Kumaşı iğneler yardımı ile üstüme giydim.Daha dikilmemiş hali olmasına rağmen çok hoş gözüküyordum.Saçlarımı da hızlıca bir topuz yaptım gerçekten şirin olmuştum.Ben saçlarımı düzeltirken.Kapı çaldı bu Hideyoshi’ydi elinde bir tabak pirinç köftesi vardı.Beni görünce öylece kalakaldı.Etrafımda dönüp :
Y-Nasıl olmuşum ?
H-Ç-çok güzelsin.
Y-Saool.
T-Hey bende buradayım (şunun gibi bir bakış attı bize -_-.)Üçümüz birden gülmeye başladık.Hideyoshi’yi içeriye davet ettik oda kabul etti.Getirdiklerini hep birlikte yedik.O kadar ramen ve pirinç topu biraz midemi bozmuştu.Ama yanımda onlar varken bunu dile getiremedim tabi ki.Sonrasında odama gidip üstümü değiştirdim.Hava biraz kararmıştı.Kapı çaldı annem gelmişti :
-Merhaba çocuklar.
+Merhaba Bayan Tanato.Çocuklar annem geldikten bir süre sonra kalktılar.Onlar gidince annem neler yaptığımızı sordu bende aldıklarımı ve olanları anlattım:
Y-Kimonomu birlikte dikiceğiz!
+Tabi ki.Dedi ve bana sarıldı.Çok hoş yumuşacık bir sarılmaydı.Çantamı hazırlamaya başladım anneme aç olmadığı söyledim ve sabah zorlanmadan kalabilmeme için gidip yatağıma yattım güzel ve uzun bir uyku çektim.Her zamanki gibi Hideyoshi beni evin önünde bekliyordu birlikte okula gittik.Şenlik günü yaklaşıyordu.Kocaman bi festival olucaktı.Okul ilk kez eğlenceli geçmişti.Dersleri gayet iyi anlamıştım.Uzun tenefüslerde Hideyoshi bazen yanıma geliyordu.Birlikte okul bahçesinde dolaşıyorduk.Onun sayesinde günlerim daha eğlenceli geçiyordu.Onunla oldukça yakınlaşmıştık.Çok iyi arkadaşlardık..Şenliğe sadece bir gün kalmıştı.Çok heyecanlıydım annem bile beni sakinleştiremiyordu.Yemeğimi annemle yedim.Kimonom hazırdı üç gece önce annemle dikmeyi bitirmiştik.Sakinleşmiştim oldukça.Annem mutfakta telefonla konuşuyordu.Bende açıp televizyon izledim.Sonra birden kapı çaldı gidip açtım bu Hideyoshi’ydi! :
Y-M-meraba
H-Meraba Yuuki yarın şenliğe gidiyor muyuz diye sormak istedim.
Y-Tabi hala istiyorsun değil mi ?Dedim ve güldüm.
H-Tabiki unutma çook eğleniceğiz.
Y-Haklısın.
H-Pekala iyi geceler
Y-İyi geceler.Sonra arkasını döndü ve gitti bende kapıyı kapattım heyecanlanmıştım.Heyecanlanınca canım çikolata çekmiştir nedense her zaman.Kocaman bir çikolatam vardı.Gidip onu aldım ve yemeye başladım.Biraz midem bulanmıştı.Hava kararırken odama çıktım.Sonra biraz resim çizdim.Gözlerim kapanmaya başlıyordu aynı Güneş’in Ay’ın yerine geçmesine izin verirkenki hali gibi.Yatağıma uzandım o uzanma ile uyuya kalmışım.Sabah her zamankinden erken kalktım.Neyse ki bugün okul yoktu.İlk iş gidip yüzümü yıkadım.Sonra dişlerimi fırçaladım.Yüzüme nemlendirici bir maske sürdüm.O iyice yayılırken bende saçlarımı taradım sonra da topladım ve yüzümü temizledim.Saçlarımı düzleştirmeye başladım.Bugün her zamankinden dalgalıydılar.Denizin üstündeki kıvrımlar gibi.Yaklaşık yarım saat sonra anca düzleştiler.Annem çoktan işe gitmişti.Bana yemek yapmayı unutmamıştı ama.Hemen biraz atıştırdım.Sonra yine diş fırçaladım.Bir saat sonra Hideyoshi gelecekti ve ben hala hazır değildim.Hemen gidip kimonomu giydim.Sıra saçlarımı topuz yapmaktaydı yani işin en zor kısmı.İlk önce saçlarıma şekil verdim.Sonra topladım.Biraz bol olmuştu o yüzden yeniden topladım.Bu seferki hoş gözüküyordu.Yarım saatimin kaldığını fark ettim.Hemen küçük bir çanta aldım ve içine biraz para fotoğraf makinesi ve telefonumu koydum.Parfüm sıkarken kapı çaldı hızlıca işimi bitirip kapıyı açtım.Karşımda Hideyoshi vardı çok hoş gözüküyordu.Oda bir kimono giymişti:
H-Çok sevimli olmuşsun.
Y-Sende dedim ve çantamı alıp evden çıktım.Yolda yürümeye başladık :
H-Gidince ne yapmak istersin ?
Y-Aslında festivaller hakkında fazla bilgim yok sen ne yaparsan aynısı yapmayı düşünüyordum.Hideyoshi kahkaha attı ve :
H-Bugün süper olucak dedi.Festivalde  lunaparkta vardı.Sonunda varmıştık.
Y-Burası muhteşem !
H-Evet önceki senelerde bu kadar güzel olmazdı hiç.Şanslısın.
Y-Evet senin gibi biri ile tanıştığım için şanslıyım dedim ve ona bakarak gülümsedim.
H-Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ?
Y-Evet tabi sen harika bi insansın.
H-Teşekkür ederim insanlar genellikle bana tuhaf gözüyle bakarlar.
Y-Tuhaf bile olsan seni severdim.
H-S-saol ona bakarak yeniden gülümsedim ve :
Y-Önemli değil dedim.Karnımız acıkmıştı.Bir şeyler atıştırdık ve bakınmaya devam ettik:
Y-Hideyoshi bak şurada oyunlar var biraz oynayalım mı ?
H-Olur dedi ve o tarafa yürümeye başladık.En fazla balonu kim vurusa bir peluş hayvan kazanıyordu.Hemen elime tabancayı aldım ve ateş ettim.Biri hariç hepside isabet geldi artist bir tavırla:
Y-Bunu geçte görelim dedim.Niçancılık gerçektende benim alanımdı.Ben gözlerimi açıp kapayana dek Hideyoshi’nin bütün balonları vurması ise onun bu alanda benden daha iyi olmasını yüzüme vurabilmesi için Okyanuslar kadar Gezegenler  kadar kocaman bir fırsattı ve oda tabi ki bu fırsatı kaçırmadı:
H-Bir şey mi demiştin ? dedi ukala hareketlerle.
Y-Oof .Dedim ve somurttum.Oda oradan kocaman bir kedi peluş hayvanı aldı ve bana uzattı :
Y-Bana mı ?
H-Tabi sana başkası için bu kadar iyi ateş edemezdim zaten.Çok hoş bir biçimde gülümsedi ve bende gülümsedim :
Y-Kedileri sevdiğimi unutmamışsın .
H-Önemli bir insanın önemli bilgilerini unutma dedi bende güldüm :
Y-Bu mu önemli bilgi ?
H-Tabi ! dedi ve güldü.O an kendimi tutamadım ve ona sarıldım.Oda bana sarıldı. Gün orada o şenliğin adının ‘’Denizin Ruhu’’ olduğunu söyledi bana bu ismin bir efsanesi de varmış tabi ki :
   Yıllar yıllar önce iki genç aşık varmış birbirlerini çok seviyorlarmış.Evleri arasında ise kocaman bir deniz her gün buluşmak isterlermiş ama nafile.Birbirleriye mektuplaşır ayda bir kez görüşürlermiş.Ailelerinin haberleri yokmuş bu olaylardan.Bir gün erkeğin kıza yazdığı mektuplardan birisini bulmuş annesi kızın.Bağırmış çağırmış bunlar ne diye.Kız başlanış ağlamaya.Annesi dövmüş onu oracıkta.Yakmış bütün resimleri mektupları.Yasaklamış çocukla olan ilişkisini.Kız dayanamıyormuş.Ailesi mektup yollatmıyor çocuktan gelenleri ise parçalayıp atıyormuş.Kız bir gün daha fazla dayanamamış bu hasrete.Bir gece kaçmış evinden.Denizin karşısına geçince anlamış ileri gidemeyeceğini oturmuş ağlamaya başlamış denizin karşısında.Bir rüzgar esmiş aniden kız kaldırmış kafasını.Karşısında kocaman mavi bir ışık duruyormuş seslenmiş ona :
-Ey küçük insan neden ağlıyorsun bu kadar ?
Kız hiç korkmamış ondan sevgilisi yoksa yanında zaten ölmek istiyormuş.
-Hayatımın anlamından ayırdılar beni.
-Şu küçük adam mı hep karşımda buluşup sohbet ettiğiniz ?
-Evet.
-Ağlama küçük kız seni ona götüreceğim demiş mavi cisim.Kız silmiş gözyaşlarını:
-Nasıl ? Işık birdin kızı içine almış hızlı bir şekilde karşı limana geçirmiş.Birden yok olmuş ışık sonra korkmuş bir şekildeki delikanlı ile belirmiş.Kız çocuğu görünce hemen boynuna atlamış.Sormuşlar mavi cisime:
-Adın ne senin ? diye.Cisim birden yok olmuş denizden bir ses gelmiş:
-Asırların Deniz Ruhu’yum ben.Unutmayın beni genç aşıklar..O günden sonra kız ve erkek çok mutlu olmuşlar.
Hideyoshi bu hikayeyi anlatınca çok duygulandım :
Y-Çok güzeldi.
H-Evet çok severim bu hikayeyi birde şarkısı var.Biraz sonra sahnede oyunu ile birlikte söyleyecekler dinlemek ister misin ?
Y-Tabi çok isterim dedim.Biraz lunaparkta gezindik.Bazı şeylere bindik sonra gösterini başlamak üzere olduğunu fark edince o tarafa gittik.Gösteriyi izleyince çok duygulandım.Şarkısını da çok beğendim.Sonlara doğru Hideyoshi birden kalktı ve bir yere gitti tuvalettedir diye düşündüm ve peşinden gitmedim ama bir süre gelmeyince endişelendim ve ayağa kalkıp onu aramaya başladım.Hiç bir yerde yoktu ailesini aradım eve gitmemişti.Gerçekten korkmaya başlıyordum.Onu hiçbir yerde bulamadım.Son günlerde rengi iyice solmuştu acaba hastaydı ve kusmaya mı gitti diye düşündüm ve anons yaptırdım.Fakat yine gelmedi.Birkaç güvenlikle onu aramaya başladık.Ümidim gittikçe azalıyordu.Annesi gelmişti ağlamaya başladı:
-Sonunda bugünü geleceğini biliyordum.Ama neden bu kadar erken ?
Y-Neyin geleceğini biliyordunuz ?
-H-hastalığının ilerlemesinin.Dedi oracıkta donakalmıştım.Kendime gelince gözyaşları içinde oradan ayrılıp koşmaya başladım nereye gittiğimi bilmiyordum.Ormana baktım nehire okula deniz kıyısına yağmur başlıyordu hafiften.Etrafta onun adının sayıklayarak dolaşıyordum.Yere yığıldım.Bir yerden güçlü bir öksürük sesi geliyordu.Başımı kaldırdım.Öksürük acı ile inlemeye dönüşünce sesin Hideyoshi’ye ait olduğunu fark ettim.Onun adını sayıklayarak etrafta onu aradım.Onu çatı gibi harabe bir yerin altında yere kıvrılmış bir şekilde buldum.Her öksürüşünde ağzından kan çıkıyordu.Üstüm başım ıslanmıştı ve kan olmuştu.Yanına koştum ve ağlamaya başladım:
Y-Hideyoshi iyi misin ?Ölme lütfen HİDEYOSHİİ!
H-Öhöhö(Öksürür.) .Yuuki beni dinle Yuuki.Ben hastayım aynı babam gibi.Bende öleceğim.Yuuki hemde burd-
Y-Hayır sus !Sen ölmeyeceksin.Ben ben seni seviyorum Hideyoshi gitme sana aşığım !
H-Bende sana aşığım Yuuki ama lütfen bunu yapma.Beni bu halde görmeni istmedim.Öhöhö.Seni her zaman seveceğim Yuuki bizim aşkımız ölümsüz.
Y-Hideyoshii! Ağlamaya devam ettim hıçkırıklarla.Eli ile başımı okşuyordu ‘’Deniz’in Ruhu’’nun şarkısını söylemeye başladı:
Ben sizi sevdim güzel bayan
Siz gerçekten hoş bir insan.
Uçuşan rüzgarda
Şapkanın altında saçlarınız.
Masmavi gözleriniz.Denizden daha güzel.
Gökten daha parlak.
Yüreğiniz sevgi dolu.
Bana da yer açın orada.
Ölümsüz aşkınızla
Ben siz sevdim güzel bayan
Denizin Ruhu’yla .
Buluşalım daima.Öhöhö.
Y-Hideyoshi HİDEYOSHİ .Ölme Hideyoshi beni bırakma .Sen hala okulun ilk günüde bana çarptığındaki gibi sapasağlamsın.HİDEYOSHİİ!
H-Öhöhö elveda güzel Yuuki’m elveda. Öhöhö.
Y-Hideyoshi .. Hideyoshi.Arkadan siren seslerin duydum.Arabadan annesi indi ve beni gördü :
-Hideyoshi ?!
Y- O o gitti.Ambulanstan görevliler indi şok vermeye başladılar .Öylece onlara bakıyordum herkes bir şeyler diyordu ama duymuyordum duymak istemiyordum Hideyoshi Hideyoshi gitmişti .O artık Denizin Ruhu’ydu .Ölümsüz sevgimizin baş kahramanı.O benim Deniz’imin Ruhu Hideyoshi . Ve artık o yoktu.




                                

                                                       SON.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder